A1 Capital'in raporunda, bu sabah Asya genelinde borsaların yükselişte; Taipei'den Seul ve Sidney'e kadar borsaların tüm zamanların en yüksek seviyelerine tırmandığı belirtildi. Ana etmenlerin; teknoloji, yarı iletken ve yapay zeka coşkusu olduğu vurgulanırken şu ilgilere yer verildi:

"ABD de büyük bankalar, ABD kazanç sezonuna, dirençli bir ABD ekonomisinin genel bir resmini çizen güçlü sonuçlarla başladı. Hükümetin kapanması nedeniyle resmi makro verilerin olmaması nedeniyle bu rakamlar her zamankinden daha fazla ilgi görmeye devam ediyor. Kapanma demişken..

ABD Hazine Bakanlığından bir yetkili demişki , iki haftadır devam eden federal hükümetin kapanmasının ABD ekonomisine haftalık 15 milyar dolarlık üretim kaybına mal olabileceğini ve maliyet tahmininin Beyaz Saray Ekonomik Danışmanlar Konseyi'nin raporuna dayandığını söylemiş.Ama daha önce Hazine Bakanı Scott Bessent'in günlük maliyeti 15 milyar dolara kadar çıkardığını belirtmişti.? Neyse canım Bessent vadeyi karıştırmış belli ki. CNBC'de düzenlenen etkinlikte Bessent, kapanmanın ABD ekonomisinin "kas kütlesini zedelemeye" başladığını, yapay zeka da dahil olmak üzere ABD ekonomisine yapılan yatırım dalgasının sürdürülebilir olduğunu ve henüz başladığını, ancak federal hükümetin kapanmasının giderek daha fazla engel teşkilettiğini, Cumhuriyetçilerin vergi yasasındaki teşvikler ve Trump'ın gümrük vergilerinin yatırım patlamasını sürdüreceğini ve büyümenin devam etmesini sağlayacağını söyledi.

Petrol piyasaları şu arz işinde bir türlü hemfikir olamıyor… ABD Başkanı Trump, yaptığı açıklamada, Hindistan Başbakanı Modi'nin Rusya'dan petrol alımını durduracağının sözünü verdiğini ve Washington'ın Moskova'nın enerji gelirlerini kesme çabalarını yoğunlaştırması nedeniyle Trump'ın bundan sonra Çin'i de aynısını yapmaya ikna etmeye çalışacağını söyledi. ABD Hazine Bakanı Bessent da Washington'da düzenlenen bir toplantıda Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato'ya, Trump yönetiminin Japonya'nın Rus enerji ithalatını durdurmasını beklediğini söylediğini belirtti.

Rusya'nın deniz yoluyla ihraç ettiği ham petrolün en büyük iki alıcısı Hindistan ve Çin. Bu alıcılar, Avrupalı alıcıların alımları reddetmesi ve ABD ile Avrupa Birliği'nin Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesi nedeniyle Moskova'ya yaptırımlar uygulamasının ardından Rusya'nın kabul etmek zorunda kaldığı indirimli fiyatlardan yararlanıyor.

Rusya, Hindistan'ın en büyük petrol tedarikçisidir. Moskova, Eylül ayında Hindistan'a günde 1,62 milyon varil petrol ihraç etti; bu, ülkenin petrol ithalatının yaklaşık üçte birini oluşturuyordu. Modi aylarca ABD'nin baskılarına direnirken, Hintli yetkililer bu alımların ulusal enerji güvenliği açısından hayati önem taşıdığını savundu.

Diğer üreticilerden yapılan ithalatın Hindistan'a maliyeti muhtemelen daha yüksek olacak olsa da, düşük petrol fiyatları bu etkiyi hafifletecektir. Piyasadaki artan fazlaya ilişkin endişeler nedeniyle referans Brent ham petrol vadeli işlemleri dün beş ayın en düşük seviyesine gerilemişti. Bu sabah ise Trump'ın, Modi'nin ülkesinin Rusya'dan petrol alımını durduracağını söylemesinin ardından petrol fiyatları yaklaşık yüzde 1 arttı. Bu hamle, başka yerlerdeki arzın azalmasına neden olabilir! Brent ham petrol vadeli işlemleri yüzde 0,8 artışla varil başına 62,45 dolara ve ABD Batı Teksas Arama (WTI) vadeli işlemleri 57 sent veya yüzde 0,98 artışla 58,84 dolara çıktı.

Bu arada İngiltere hükümeti de dün, dünyanın en büyük enerji şirketlerinden ikisi olan Rusya'nın Rosneft ve Lukoil'ini doğrudan hedef alan yeni yaptırımlar açıkladı.

Yaptırım uygulanan kuruluşlar arasında dört petrol terminali, Çin'deki özel rafineri Shandong Yulong Petrochemical, Rus petrolünü taşıyan "gölge filo"daki 44 tanker ve Hindistan'daki Rus rafinerisi Nayara Energy Limited yer alıyor.

Tahvillerden bankalara kadar uzanan egemen varlıkları son yıllarda sık sık piyasa krizlerine konu olan İtalya, merkez bankasının geniş altın rezervlerinin rekor seviyelere ulaşmasıyla büyük bir kazanç elde ediyor. Ülkenin külçe altın stokları, 1940'larda Naziler tarafından yağmalanan rezervleri yeniden inşa ettikten sonra on yıllardır gösterilen kararlı korumacı tutumu ve tekrarlanan krizler sırasında ve ulusal borcun artmasıyla satış çağrılarına direnen bir duruşu yansıtıyor. İngiltere veya İspanya'nın aksine İtalya, mali kriz dönemlerinde altını satmayı reddetti ve 2008 borç krizi sırasında bile rezervlerini korudu. İtalya Merkez Bankası'nın eski başkan yardımcısı Salvatore Rossi, 2018'de yayınlanan 'Oro' (Altın) adlı kitabında, "Altın, ailenin gümüş eşyası gibidir, büyükbabanın kıymetli saati gibidir, kriz zamanlarında, ülkeye olan uluslararası güveni zedeleyen herhangi bir krizde son çaredir" diye yazmıştı. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, İtalya'nın resmi rezervlerinin geçen yıl sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 75'i altındı. Bu oran, Euro bölgesinin yüzde 66,5'lik oranından önemli ölçüde yüksek.

Altın fiyatları ABD-Çin gerginliği ve faiz indirimi beklentileriyle rekor yükselişini sürdürüyor. Fed'in faiz indirimlerinin gelecekte daha yüksek ihtimalli olacağını vurgulayan yorumları destekleyici nitelikteyken, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu durumu bir ticaret savaşı olarak nitelendirmesi altın için oldukça güçlü bir ivme sağlıyor. Spot altın, ons başına yüzde 0,6 artışla 4.233 dolara yükseldi. En büyük altın destekli ETF olan SPDR Gold Trust'ın varlıkları dün 1.022,60 tona yükselerek Temmuz 2022'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Spot gümüş, Salı günü 53,60 dolar ile rekor seviyeye ulaştıktan sonra ons başına 53,07 dolarda yatay seyretti. Bu durum, altının yükselişini ve spot piyasadaki kısa pozisyon sıkışıklığını takip ediyor."