İkon Menkul'ün değerlendirmesine göre, ABD Merkez Bankası (FED), merakla beklenen faiz kararını Türkiye saatiyle 22.00’de açıklayacak. Açıklamanın ardından FED Başkanı Jerome Powell’ın basın toplantısı 22.30’da başlayacak. Piyasalarda genel beklenti, FED’in politika faizini 25 baz puan indirmesi yönünde olduğu belirtiliyor.

Karar metnindeki yönlendirmelerin “hafif şahin” tonda olması öngörülürken, özellikle dot plot grafiği, üyelerin oy dağılımı ve Powell’ın vereceği mesajlar piyasalar açısından kritik olacak.

FED’in bugün ayrıca Fed fonlama faizi, GSYİH büyümesi, işsizlik, PCE enflasyonu ve çekirdek PCE enflasyonu için güncellenmiş ekonomik tahminlerini de paylaşması bekleniyor.

Aralık ayına yönelik faiz indirimi ihtimali bir dönem yalnızca %30 seviyesinde fiyatlanıyordu. Bu düşük beklenti, riskli varlıklar üzerinde baskı oluşturarak S&P 500 endeksinin Ekim ayı dip seviyelerine çekilmesine neden olmuştu.

Ancak 21 Kasım’da FED üyesi John Williams’ın Aralık ayında faiz indirimi sinyali vermesiyle tablo hızla değişti. İndirime yönelik olasılık yüzde 60’a yükseldi ve sonrasında artmaya devam ederek bugün itibarıyla yüzde 90 seviyesine ulaştı.

FED’in noktasal grafik projeksiyonunda, 2026 ve 2027 yılları için birer faiz indiriminin korunması bekleniyor. Buna karşılık piyasa, mevcut projeksiyondan daha gevşek bir patika öngörerek 2026’da iki faiz indirimi fiyatlıyor. İlk indirimin ise yeni FED Başkanı ile birlikte gelecek yıl haziran ayında yapılabileceği değerlendiriliyor.

Şahin Sürprizler:

2026’da sıfır faiz indirimi ⇒ “Çok şahin” yaklaşım

Borsa endeksleri ve değerli metaller düşebilir

ABD Doları ve tahvil faizleri yükselebilir

Güvercin Sürprizler:

2026’da iki faiz indirimi, Güvercin

2026’da üç faiz indirimi, Oldukça güvercin

Borsa endeksleri ve değerli metaller yükselebilir

ABD Doları ve tahvil faizleri düşebilir

Analize göre Powell’ın, aşırı şahin ya da aşırı güvercin algılanmamak için dikkatli bir dil kullanması bekleniyor. FED Başkanı’nın, risk azaltma amaçlı faiz indirimlerinin artık sonuna gelindiğini, bundan sonraki kararların ise tamamen ekonomik verilere bağlı olacağını vurgulaması öngörülüyor.

Powell’ın olası stratejisinin, politikayı “tarafsız” bir tonda tutmak ve geleceğe yönelik net bir patika çizmek yerine veri bağımlılığını ön plana çıkarmak olacağı değerlendiriliyor.